- 02-12-2019 17:35
- 138
Coğrafya kaderdir...
İbni Haldun bu sözü tam 500 yıl önce söyledi.
Kuzey Afrika'dan Ortadoğu'ya, Mezopotamya'nın dağları ve ovalarından Anadolu'ya uzanan, genelde Doğu'nun, özelde Kürt'ün değişmez yazgısını bu sözden daha iyi ne anlatabilir?
16 Ağustos 2014 tam da bu acıların tekerrür ettiği, değişmez yazgının kendini gösterdiği bir gündü.
Neredeyse 150 yıldır savaşsız ve kansız tek bir günün geçmediği aşağı Mezopotamya'nın kadim toprakları olan hem Şengal’de yaşayan binlerce Ezidi hem de Suriye’de yaşayan on binlerce kürt ve Arap halkı IŞİD barbarlarının hedefindeydi.
Bir sabah aniden başlayan saldırı ezidi halkının 72 defa kanla yazılan tarihine 73. fermanı gibiydi.
Binlercesi öldürüldü,
Binlerce kadın esir alındı, esir pazarlarında cariye olarak satıldı,
On binlercesi Babil'in kurak ovasında, kızgın güneş altında aç, susuz, yalın ayakla
Sırtında ana, sırtında evlat, sırtında baba...
73'üncü fermanı bozan birileri vardı bu kez ama yine de coğrafya kendi kaderini oynadı, geriye tarihin acı bir yükü daha kaldı omuzlarında.
Celladından kaçan on binler yüzlerini Rojava'ya, İran'a ve Türkiye'ye çevirdi son bir gayretle.
Türkiye'ye gelenler için başta Urfa, Diyarbakır Mardin, Midyat ve Batmanın çeşitli yerlerinde kamplar kuruldu.
Batman halkı tıpkı Saddam'dan kaçanlar gibi kucak açtı kardeşlerine.
Valilik, belediye, STK'lılar ve halk yardım kampanyaları düzenledi.
Köklerinden ve topraklarından koparılan binlercesi yüzün Avrupa'ya çevirdi ve gitti...
Yoksulluk büyük beladır. Ezidilerden de fakir olanlar ne Avrupa'ya gidebildi ne de kanın kurumadığı kadim topraklarına dönebildi.
Halen bir kaç Ezidi'nin yaşadığı Uğurca Köyü'nde, boş evlere yerleştiler.
Yine yokluk ve sefalet içinde, Çadırlarda yaşamaya başladılar.
STK'lılar ve Batmanlılar, kardeşlerinin yaralarını sarabilmek için ne geliyorsa ellerinden o kadarını yapabildi.
Zaman geçtikçe yaralar kabuk bağlar, fakirler unutulur, herkes kendi yükünün derdine düşer ya tam da bu hesap işte.
Kışlar ve yazlar geçti, fakirlik bitmedi.
Yaz kış incecik çadırlarda geçiren bu mazlumlara gelen yardımlar azaldı ama. Bugünlerde 130 kişinin kaldığı bu kampta kalanların yarasını gören de az.
Her çadır kendi dramını kendi yoksunluğunu kalbinin en görünmez kapalı yerine gömerek yılları geçirdi peşi sıra.
Bıçak kemiğe dayanınca kamptakilerin çığlığını yüzlerce kilometre öteden Mersin'deki yardımseverler duydu.
Sosyal medya üzerinden yardım çığlıklarını duyurarak benim de payım var tabii bu organizasyonda.
Mersin'deki UMUT ELÇİLERİ adlı grup başlattıkları kampanyayla yeni bir kışa hazırlanan kamptaki Ezidi Halkın yüreğini ısıttı.
Hepsini kocaman teşekkür,
Yardım kolilerini ücretsiz taşıyan Star Batman'a da
Kampanya için kapı kapı dolaşana da,
Yüzlerce kilometre öteden hiç tanımadığı hiç görmediği insanlar için koşarak gelen yüreği tertemiz umutla dolu güzeli insanlara da...
Bu göz yaşartan umut elçilerini batman halkının örnek alması ve benzeri yardım kampanyalarına teşvik etmesi dileğiyle.
İnce çadırda kışı bekleyen anne babaların, kadınların ve çocukların gözlerindeki ışık bize yeter.
Esenle kalın...