- 10-09-2022 00:14
- 09-09-2022 21:14
- 28
Vahiy aklın ruhu, ahiret dünyanın ruhudur. Vahiyle aklını kullanan, yaratılış gayesine uygun yaşayan, son saat, kıyamet, yeniden diriliş, hesap günü, ödül ve ceza bilincine ulaşır. Hayatını vahiyle inşa ederek dünya ve ahiret saadetini kazanır. Vahiyden uzak olan, hakikati yalanlayan şuayetin muhatabıdır. ‘’ O gün vay haline hakikati yalanlayanların.’’ (Mürselat suresinde on defa tekrarlanır.) ‘’Haydi (buna inanmadılar) iyide, bundan böyle hangi söze inanacaklar? ‘’(Mürselat suresi; 50.ayet) Vahiyle diriliş muttaki kul olmaktır. Hayatını Kur’an-ı Kerimle inşa eden onur ve şeref kazanır. Vahiy ölü yüreklere hayat verir.
İnsan Allah için kendi başına bırakılmayacak kadar önemlidir. Zira dışarıdan müdahale olmasa dahi, içindeki imkanı zaafa dönüştürecek ya kula kul olur, yada kulu kendine kul eder. Sonuçta vesveseden vicdanın sesini duymaz olur, O sesi duyması için şah damarına, yani kendisine yaklaşması şarttır. ‘’Doğrusu insanı biz yarattık ve iç beninin ona neler fısıldadığı iyi biliriz: zira Biz insana şah damarından daha yakınız.’’ (Kaf suresi;16.ayet) Ayet yaratıcısına yabancılaşmayan insana, Allah’ın kendi benliğinden daha yakın olduğunu beyan eder.
Allah’ın insana imanı emretmesi şefkatinin eseridir. Kur’an-ı Kerimin Mürselat suresi vahiyle dirilişin kodlarını verir. ‘’Şahit olsun (tek sahip O’dur. Gerisi hep şahittir. İnsanda şahitler kervanına bilinçli olarak katılmalıdır.) iyilik yaymak için art arda gönderilen! (bu vahiyler).’’ ‘’Ardından bir fırtına gibi ortalığı kasıp kavuranlar! ‘’ ‘’Ve (ilahi mesajı) yaydıkça yayanlar! ‘’ ‘’Peşinden (hak ve batılı) seçip ayıranlar!’’ ‘’ Derken(insanı) tarifsiz (güzellikte) bir öğütle buluşturanlar! ‘’ ‘’ (O öğütle) İmana yöneleni mazur addeden ve tövbe edenin affını muştulayanlar..’’ (Vahiy hakikatine yüreğini tutan insan cennete kavuşur.) ‘’ Elbette tehdit edildiğiniz şey mutlaka gerçekleşecektir.’’(Mürselat suresi;1-7.ayetler.) Ey kalpleri sabit kılan Allah’ım! Kalplerimizi dinin İslam üzere sabit kıl.
Vahiyle dirilişin esası Allah’a imandır. ‘’ALLAH, Kendisinden başka ilah olmayan, mutlak diri, hayatın ve varlığın kaynağı ve dayanağıdır, ne gaflet basar O’nu, nede uyku. Göklerde ve yerde olan her bir şey O’nundur. O’nun izni olmaksızın katında şefaat edecek kimmiş bakayım? O , kullarının önünde-açıkta olan şeyleride, ardında-gizli olan şeyleri de bilir. Oysa onlar, O dilemedikçe O’nun ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun sonsuz kudret ve otoritesi gökleri ve yeri kaplamıştır. Üstelik onları görüp gözetmek O’na güç gelmez. Zira yüce ve azametli olan yalnızca O’dur.’’(Bakara suresi;255.ayet). ‘’ Zorlama dinde yoktur.(Seçmenin olmadığı yerde iradeden, iradenin olmağı yerde dinden söz etmek abestir.) Artık doğru ile yanlış birbirinden seçip ayrılmıştır. Şu halde kim şeytani güç odaklarını reddeder de Allah’a inanırsa, kesinlikle kopmaz kulpa yapışmış olur. Zira Allah her şeyi sırsız iştendir, her şeyi limitsiz bilendir.’’(Bakara suresi;256.ayet)
Yaratıcısına yabancılaşan insan, vahiyden uzaklaşarak şeytanın, nefsinin, şeytanlaşmış nesnelerin güdümüne girer. Yaratılış gayesinin aksine, hayat anlayışı ve yaşayışı dünyasını ve en önemlisi ahiretini elem verici bir azaba mahkum etmektir. ‘’Siz ey iman edenler! Sizi elem verici bir azaptan kurtaracak bir alış verişe yönlendireyim mi?’’ ‘’Allah’a ve elçisine güvenirseniz, Allah davası uğrunda mallarınız ve canlarınızla cihat ederseniz: böyle yapmanız sizin için daha hayırlıdır. Tabi ki bilgi ile hareket ederseniz? (cihadı bilgi üzerine inşa ederseniz azaptan kurtulursunuz.) (Saf suresi;10-11.ayet) ‘’Küfre sapanlara gelince: ne malları nede çocukları onlara Allah’tan gelecek azap karşısında hiçbir yarar sağlamaz. İşte ateşin yakıtı olanlarda onlardır.’’(Al-i imran;10.ayet.) Vahiy den uzak hayatın sonu ateşle buluşmaktır.
Vahiyle dirilen Allah’ın Rahmetine nail olur. ‘’Siz ey iman edenler! Eğer siz Allah’a (yürekten bir saygı ile bağlanarak dürüst ve erdemlice bir hayatı tercih eder ve gücünüz yettiğince kötülüklerden) sakınırsanız,( o zaman Allah ) size (iyi ile kötüyü birbirinden) ayırt edebilmenizi sağlayacak bir kavrayış (ve sağlıklı düşünme yeteneği) verecek ve günahlarınızı silerek sizi bağışlayacaktır.(çünkü) Allah büyük lütuf sahibidir.’’(Enfal suresi;29.ayet) Doğruyla yanlışı ayıran Furkan olan Kur’an-a tabii olacağız. ‘’ İşte bu da bizim indirdiğimiz mübarek kitaptır: Şu halde ona uyun ve sorumluluk bilincini kuşanın ki rahmete nail olasınız.’’ (En’am suresi;155.ayet).
İnsanın doğuştan getirdiği şey ilk günah değil sorumluluktur. ‘’Hiç şüphe yok ki Allah adil davranmayı, iyilik yapmayı ve yakınlara karşı cömert olmayı emreder; ve her türlü utanç verici hayasızlığı, selim akla ve sağ duyuya aykırı çirkinliği ve sınırları hiçe sayan taşkınlık ve azgınlığı yasaklar: size bu öğütleri verir ki, sorumluluklarınızı hatırlayabilesiniz.’’(Nahl suresi;90.a.) ‘’Yine Allah ile sözleşme yaptığınızda, sözünüze sadakat gösteriniz; birde yeminlerinizi iyice kesinleştirdikten sonra bozmaya kalkmayınız! Unutmayınız ki Allah’ı kendinize kefil kılmıştınız: Zira Allah yaptığınız her şeyi biliyor.’’Nahl suresi;91.ayet).Bu sözleşme, hem insani varoluşumuzla ilgili ontolojik sözleşmeyi, hem Allah’a güvenimizi iman ve teslimiyeti seçerek ifade ettiğimiz teolojik sözleşmeyi, hem de insan ilişkilerinde verdiğimiz söz ve vaatlerden oluşan sosyolojik ve ekonomik sözleşmeleri kapsar. Vahiyle diriliş: Hayata Kur’an-ı Kerimle bakmak, takvaya ermek, muttaki kul olmaktır. Ne mutlu Vahiyle dirilerek muttaki kul olanlara. Selam ve Dua ile.