Vakıflar ve Kızılay

Vakıflar ve Kızılay

Darda kalmış, yardıma muhtaç olanlara, karşılıksız yardım etmek milletimizin genlerinde vardır.

Tarih boyunca oluşan felaketlere karşı; maddi ve manevi destek olma bu necip milletin güzel özelliklerindendir.

Özellikle İslam'la müşerreflenen bu millet; oluşturdukları vakıf ve dernekler aracılığıyla her kesim ve kişiye yardım elini uzatmayı görev kabul etmiştir.

Cumhuriyet dönemine kadar etkin olan vakıflar "Sebil" ve "Fi sebilillah" olarak yani karşılıksız ve Allah rızası için varlığını sürdürmüşlerdir.

Bekar, yetim, yol, medrese... Hatta hayvanlar için yüzlerce vakıf kurulmuş kimsesizlerin kimsesi, bı çarelerin çaresi, dermansız ların dermanı ve takatsızlerin takati olunmuştur.

İşin içine ahiret boyutu etkin olduğu için vakıflar, devlete yük olmamış, aksine oluşabilecek sıkıntılara derman olmuştur.

Ne yazık ki vakıfların kurumsallaşması, devletin denetim ve gözetimi altlarına alınması iyi niyetli olsa da bazı sıkıntıların oluşması da kaçınılmaz olmuş.

Önemi her geçen gün daha da ardan KIZILAY güzel hizmetleri yanında maaşlı personelin birden fazla maaş almaları, dost ve yakınları için istihdam alanı görmeleri bu sıkıntıların başında gelmektedir.

İdarecilerin yanlış ve yanlı tutumu güzide kuruluşumuz olan KIZILAY’ın tartışma konusu ve eleştirilerin odağında olması düşündürücü ve üzücüdür.

Ülkemiz; asrın felaketini yaşadı. 

Bu felakete karşı millet yek vücut oldu.

İmkanlar seferber edildi. 

Millet devlet işbirliğinin en güzel örnekleri verilirken maalesef KIZILAY sınıfta kaldı.

***

Hele çadır satışı yapması ve sonrası açıklamalar hiçte şık değildi.

Bir başka kuruluş olan AFAD da çabaları ve koordinasyonu yetersizdi.

Gelen yardımlar bazı bölgelerde ihtiyaç fazlası olurken; bazı bölgelerde de ihtiyacı karşılanma da yetersiz olması bir eksiklik idi.

Olması gereken bu kurumlar yeniden yapılanmaya gidilmelidir.

Özellikle birden fazla yerde maaş alanlar tasfiye edilmelidir. Dost ahbap ilişkisine son verilmelidir.

Yardım kuruluşları olan kurumlar gönüllüler tarafından yönetilmesi ve devletin sıkı denetim altında olmasıdır.

Yine var olan Cami ve okullar, olağanüstü durumlarda etkin kullanılması ve deprem gibi büyük afetlerde AFADIN bir elemanı (gönüllü) gibi görev yapmalarıdır.

Selam ve dua ile.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ