- 15-02-2015 20:12
- 38
Gazetemizin başlattığı “Cumartesi Sohbetleri’nin” ilk konuğu sayın Vali Azmi Çelik’ti.
Vali beyle, yazılabilecek ve yazılamayacak birçok konuyu konuştuk. Konuşulanların tümünü teker teker yazıp, size haber tadında bir makale sunma niyetinde değilim. Lakin patron söyledi, bir şeyler yazmak zorundayım…
İnsanları resmi kalıplar içerinde tanımak zordur. Sıfatlar, koltuklar, makam ve sorumluluklar, insanlara bazı yükümlülükler, zorunluluklar hatta yüz hatları yükler. Bunlardan sıyrılıp kendin olmak oldukça zordur. Bir yerden sonra, bu kalıplar sizi şekillendirip, başka kalıba sokar.
Artık siz siz değilsinizdir!
Kişiliğinizi, tarzınızı, yüzünüzdeki ifadenizi, artık sıfatınız belirler…
Bu çok tehlikeli bir durumdur!
Aynı zamanda sıfatınızın kişiliğinize üstün geldiğinin ispatıdır bu! Üstün gelen niteliğiniz, diğerini süpürür götürür.
Yani özetle kişilik zayıfsa, mal, makam, mevki, statü, adamın duruşunu belirlemenin ötesine geçer…
Hafta sonu tamamen sivil bir ortamda samimi bir havada ağırladık Vali beyi. O bir vali, biz de birer gazeteci değildik. Herkes içindekini, içtenlikle ortaya döktü. Aklımıza gelen her şeyi sorduk. Şehrin imar planı, çarpık kentleşme, trafik sorunu, sosyal medya, güneş enerjisiyle elektrik üretimi, iddia, uyuşturucu, spor, belediye ile ilişkiler, iç güvenlik paketi, seçim güvenliği, Milli Eğitimdeki atamalar, sanayicilerin problemleri, hatta bizim Osman’ın evlilik problemi…
Konuştuklarımız yerine göre yazılıp çizilecektir. Benim üzerime düşen, bu görüşmeden çıkan sonuçtur.
Ben şu sonuca vardım! Vali bey oldukça azimli, istikrarlı, samimi ve prensip sahibi birisi. Yani kişiliği koltuğunu bastırmış, makamı kendi kalıplarıyla yoğurmuştur.
Aslında tam olarak söylemek istediğim,
Valilik mi Azmi Çelik’e bir şey kattı?
Yoksa Azmi Çelik mi Valiliğe bir şey kattı?
Bence Azmi Çelik, Valiliğe bir şeyler katıyor. Çünkü duruşunu danışmanlar, özel kalemler veya teamüller belirlemiyor. Kendi tarzını, kendisi belirliyor. Bu tarz yönetim anlayışında en kötü yaklaşım bile, kalıplara bağlı kalmaktan daha sağlıklıdır.
Kalıplara bağlı kalırsanız, düşünmeye, üretmeye, problem çözmeye hatta kaliteye ihtiyacınız yoktur. Zaten işleyen bir çark vardır ve sizde o çarkta boş olan yere oturur, işleyişi olağan seyrinde devam ettirirsiniz. Olağan dışı bir gelişme olduğundaysa krizzzz diye bağırırsınız!!!
Biz Erzurumlu Valileri zaten sevmiştik!
Vali beyin sosyal medyayı aktif kullanmama mevzusunu da çözdük. Bu asosyallik değil, zamanın boşa harcanmaması meselesiydi. Bende bu konuda kendisine katılıyorum. Sorumlulukları yüksek kişilerin sosyal medya ile çok haşir neşir olmak yerine bunu profesyonel kişilere bırakması taraftarıyım. Çünkü sosyal medya da artık bir bağımlılık şekli oldu.
Bu arada vali bey, 40 soruya 41 cevap köşemizde, ıssız bir adaya düşerseniz yanınıza alacağınız 3 şey ne olur sorusuna verdiği cevap müthişti!
“En sevmediğim üç kişiyi alırım…”
Daha aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…