- 08-10-2018 19:20
- 14872
Önce bizi kültürümüzden kopardılar, sonra inancımızı tahrif etmeye başladılar. Bizi birleştiren bir arada tutan ne kadar değer varsa hepsini yozlaştırdılar.
Bize uymayan, fıtratımıza ters gelen, benimsemediğimiz her türlü şeyi içimize yerleştirdiler. Değişimleri kısa sürede gerçekleştirdiler.
Önce garipsedik, itiraz ettik, karşı koyduk. Sonra; ister mecburen olsun, ister itaat eder gibi görünsün uyum sağlamak zorunda kaldık.
Yıllar geçtikçe ve yeni nesiller geldikçe farklılaşmaya başladık. Zamanla ve yeni nesiller ile birlikte dayatılan ne varsa benimsemeye başladık.
Değerlerimizi kaybetmeye, büyüklerimizi unutmaya, inancımızı kaybetmeye başladık. Değer olarak gösterilen Batıyı ve Modernizemi putlaştırdık.
Batının kokuşmuşluğunu üstün gördük. Modernizemin hayat felsefesine uygun yol almaya başladık.
Değerlerimizden ve inancımızdan uzaklaştıkça diplere doğru indik. Kapitalizm, Modernizm ve Materyalizm sarmalı tarafından kuşatıldık.
Hâsılı, günümüzde kayıp bir gençlik ile karşı karşıya kaldık. Kendinden, büyüğünden, değerlerinden uzak özüne yabancı bir gençlik.
Evet, Din diye bildiklerimiz arasında hurafe, gelenek ve bidatler olabilir. Ancak Dininin gerçeklerini, tarihinin doğrularını, insanlığa katkı sunan büyüklerini araştırma gereği duyan da yok.
Firavunlar karşısında tevhidi savunan Hz Asiye’ler, Yezid'ler karşısında doğruluğu temsil eden Hz Hüseyin’ler, Din tüccarları karşısında duran Hz Meryem’ler nerede?
Gençliğe bakın; tesettür diye giydikleri ucube elbiselere, konserlerde başörtüsü giyip erkeklerin omuzlarında gezenlere…
Hayatlarının hedefine hazcılığı koyanlara; uyuşturucu, fuhuş, zevk ve eğlence ile hayatlarını anlamlandıranlara…
Hayvanlardaki sınırsızlığa eşdeğer sınırsızlığı ve ölçüsüzlüğü kişisel ve toplumsal ilişkilerinin merkezine yerleştirenlere…
Erkek bayan her türlü bir araya gelmeleri, usulsüz ve ahlaksız buluşmaları, ölçüsüzlükleri, evli bekâr her türlü ahlaksız fuhşiyat ve zinalar; toplumun diplere düştüğünü ve vurgun yediğini göstermektedir.