- 09-05-2017 18:37
- 14128
Dünyada ileri demokrasiye geçmiş olan ülkelerde yargı, bağımsızdır.
Bağımsız olan yargı sisteminde hukuk, evrensel bir değer yargısıdır.
Toplum kendisini güvende hisseder, huzurları yerinde olur.
Kendilerini hukuk ve yargı açısından güvende hissederler.
Böyle sistemlerde toplumun sosyal sosyolojisi ve psikolojisi fazlasıyla sağlıklı olur.
İnfialler olmaz, sokak hareketleri ile kargaşalar yaşanmaz.
FETÖ terör örgütü, darbe girişinden önce yargıyı ele geçirmiş, at koşturuyordu.
Cumhurbaşkanımızın meşhur deyimi ile adeta “at izi it izine karışmış” olup yargı, FETÖ’nün adeta tekelindeydi.
Maskeler düşünce iktidar elinden gelebildiğince onlardan temizledi ve yerine atamalar yaptı.
Ancak medya ve yargı şimdi siyasi iktidarın tekeline girdi.
“Atanan savcı, yargıç ve hâkimlerin neredeyse tümü AK Parti’li” diye yakınıyorlar.
Yazıyorlar çiziyorlar.
Eğer öyleyse ileri demokrasiyi rüyalarımızda bile göremeyiz.
Toplum bunun farkına varır.
Siyasallaşan yargı, büyük bedeller ödetir ülkemize.
İnsanlarımızda kutuplaşmalar ve gerilmeler olur.
Böylesi bir hata asla af edilemez.
Hukuktan ve bağımsız yargıdan söz edilemez.
Bu, fazlasıyla önemli ve son derce hassas bir konu olup mutlak surette ehil kişilerin elinde olmalı.
En azından atama ve sınavlar objektif olmalı, hakkaniyet ilkesine kayıtsız şartsız uyulmalı.
Üstelik sözlü mülakatlar kamera kontrolü altında olursa kimse laf edemez, kuşku ve spekülasyonların önüne geçilmiş olunur.
Geçmişte Romanya, Sırbistan ve Macaristan bu konuda büyük hatalar yapan ülkeler, büyük bedeller ödedi.
Tarih bu yanlışları yazdı, dünyada da büyük bir prestij kaybına uğradılar.
Zamanla kendileri de bunu fark edip telafi etme yoluna gittiler.
Ancak yıllar sonra…
Halen başarıp başaramadıkları kuşkulu bir haldedir.
Partinin ve siyasilerin vesayeti altına girmiş bir yargı olmaz, düşünülemez.
Almanya örneğini vermek gerekirse; yüksek yargının merkezi Almanya’da siyasilerden uzak olsun diye, etkilenmesin diye başkente bile getirilmemiş.
AK Parti’nin, 16 Nisan referandumundan hemen sonra ele ilk alması gereken fevkalade konu, bağımsız yargı ve kriterlerinin neler olduğunu vatandaşına ve dünya kamuoyun anlatacak şekilde ele almasıdır.
Kişisel görüşümce bu davranış tarzı, kırmızıçizgileri olmalı.
Bağımsız olmayan bir yargı sisteminde vatandaş kendini nasıl güvende his edebilir?
Kendini güvende his stmeyen toplumun psikolojisi ne hal alır?
Yazmaya düşünmeye bile gerek yok.
Aklıselim siyasiler bu vazgeçilmez gerçeği zaten bilip farkında olmaları gerekmez mi?
Boşuna denmemiş “adalet mülkün temelidir”
Adaletin ve bağımsız yargının olmadığı yerde maldan mülkten dahi söz edilemez diye düşünüyorum.
İnsan hak ve hürriyetinin olmadığı sistemlerde kargaşa olur.
Sorunlar, hukuk dışı çare ve yollara başvurmalar, başını alır gider, diye algılıyorum.
Kalın sağlıcakla siz saygın Batmanlı hemşerilerim ve değerli Sonsöz okurları…