- 02-03-2022 08:00
- 02-03-2022 08:30
- 140
Tarihte karanlık bir dönemin adıdır 28 Şubat.
Başkasını bilmem ama benim üzerimde büyük iz bırakmıştır. Sene 97, ilk orada hissettik bazı adımları. O tarihte ben askerlik görevimi yapıyordum. Daha o zamanda EMASYA "Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma" birimi oluşturuldu. Tabur Binbaşımız “80 Darbesinde de bu birim oluşturulmuştu” diyerek darbenin ayak seslerini haber vermişti.
Bu süreç bana yaramadı. Tabur bilgisayarından alındım. Ardından piyade tüfeğim alındı. Sakıncalı asker olmuştum artık. İlk orada karşılaştım disko, hücre ve cezaevi ile…
Sonra dönemin Başbakanı Sayın Necmettin ERBAKAN’ın terletildiği gün geldi. Kanun ve Yasaların, kanunsuzlar tarafından çiğnendiği ve çiğnetildiği o meşhur günde, ülkenin seçimle gelmiş yasal Başbakanı tehdit ve şantajlarla görevinden edildi.
Dönemin Mason fötr şapkalı Cumhurbaşkanı teamüllere aykırı olarak Karaoğlan lakaplı Bülent Ecevit’in başkanlığında Üçlü koalisyon Hükümeti kurdurdu. Emir okyanus ötesinden gelmişti. Okyanus derken kuklayı kast etmiyorum!
O andan itibaren ülke içinde zaten rahat yüzü görmeyen inançlılara karşı, inançsızlık harekâtı başlatıldı. Ülke genelinde terör estirildi. Okullar, üniversiteler, kamu kurumları derken ülkede cadı kazanı kaynatılmış “cadı avı” başlatılmıştı.
Kadın ve kızlarımız başörtüleri nedeniyle evlerine hapsedilirken, erkeklerimiz derdest edilmeye başlandı. Bundan bende nasibimi aldım. On gün gözaltı ve işkencelerden sonra öncelikle Batman Cezaevi, Diyarbakır Cezaevi derken en son Elazığ Cezaevinden çıkmak nasip oldu bana. Ardından kutsal topraklardan sürgün!…
İşkence esnasında çalan teypten öğrendiğim Ozan Arif’in deyimiyle;
“Taşları bağlamışlar köpekler serbest / Eşkıya düze inmiş yiğitler derdest
İmama bozulup ta bozmayız abdest / Gün gelirde bu hesap görülür elbet.
Keser döner sap döner bu hesap döner / Bu millet makûs talihi bu kezde yener”
Denildiği bir zamandı. Sayın Rahmetli ERBAKAN terletilmekle kalmadı iktidardan indirildi. Zamanın Başbakanı Karaoğlan, “kışkırtıcılık” rolünü oynayarak eline tutuşturulmuş kâğıttan “Haddini bildirin” naraları ile önce meclisi, ardından ülkeyi karıştırdı.
Keser döndü, sap döndü. Gün geldi hesap döndü. Bir zamanların ezilenleri iktidar oldu. Ezenleri ise muhalefet… Millet, makûs talihini yenmişti.
Aradan zaman geçti. O günkü ezenler gün geldi mazlum rolüne büründüler. Keser döndü sap döndü yine hesaplar döndü, dönmelerde dönenlerle hep birlikte döndüler. Dün “Seni Cumhurbaşkanı yaptırmayız” diye nara atanlarla, Cumhurbaşkanının eteğinin altından nemalananlar, gün geldi bir araya gelip altılı ittifakı oluşturdular.
Dünün28 Şubatlarında ERBAKAN Hoca ve kabinesine düşman olanlar, bu gün Hoca’yı anma törenlerinde bir araya gelip işbirlikçi oldular. Nereden nereye…
Rahmetliye dün çektirenler, onu bugün anıyorlar. Ona dün ne için çalındığı bilinmez meçhul ıslığı çalanlar, Hoca’yı anma törenin alkış ve ıslık çalmayı marifetten saydılar. Tabileri ise bunu seyreyleyip ezik bir gülümseme ile sükût ettiler. Rahmetli Hoca’nın dediği “glu glu dansını” seyrettiler.
Ne yazık ki bu gün, nefislerinin ilahlaştırılmış karanlığına kapılanlar, bu duruma “eyvallah” diyorlar.
“İmama bozulup abdestlerini bozanlar” ile Rahmetli Hocayı ıslıklarla ananların ona rahmet okumadıkları muhakkak. Ama işlerine öyle geldiği için okuyor görünüyorlar. Acaba Rahmetli Hoca’da onları ilahi nazardan ehli rahmet ve hikmet olarak görüyor mudur? Yaşadığı hayata ve düşüncelerine bakacak olursak hiç sanmıyorum.
Rahmetli Erbakan Hoca’yı Islık ve zılgıt ile anılmaktan tenzih ediyoruz. Onu rahmet ve minnetle anıyoruz. Rabbim Mekânını cennet eylesin, İnşallah
Değerli Hocamızı hayatları boyunca inançları nedeniyle horlayan, karalayan, hakaret eden, her türlü sıkıntı ve eziyeti çektirmekten geri durmayanların onu ıslıkla anmalarının ne kendileri için ne de Rahmetlinin peşinden gidenler için fayda sağlamayacağı muhakkak.
Onların bu yaptığına Rahmetlinin dediği gibi “Hadi ordan…” demek gerekiyor.
Bazılarının “Dün yedikleri hurmalar bugün onları tırmalamaya başlamış olmalı.
Rahmetli; "Gün gelecek, rektörler; başörtülü kızlarımızın önünde selam duracaklar" dediğinde; zamanında muhalefet olan partilerin hep birlikte ıslıklar ve zılgıtlar eşliğinde kendisine selam duracaklarını kast etmemiş olmalı…
Rahmetlinin ruhu, ıslıklar eşliğinde Fatihalar okunarak anılmış olabilir ama bizim bildiğimiz Erbakan Hoca; bulunduğu yerden onlara bakarak “Sizi gidi siziler. Sizi gidi gulu gulu dansçıları” diyerek kızıyor, ardından o güzel ve yumuşak sesiyle “Kırk çürük yumurta bir tane sağlam yumurta etmez.” Deyip onları eleştirirken “Dönmelikten hayır gelir mi be ahmaklar.” Diyerek -kim bilir-belki de tebaasına parmağını sallayıp fırça çekiyordur. Onun deyimiyle:
“Onlar ne yaparsa yapsınlar; hangi oyunları oynarlarsa oynasınlar hepsi yok olup gideceklerdir. Ve onlar istese de istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.”
Bu vesileyle 28 Şubat Post modern darbe anısına Sayın Necmettin ERBAKAN Hoca’mızı rahmet ve minnetle anarken, halka zulüm kapılarını açan 28 Şubat tertipçileri ve destekçilerini de lanet edenlerin en lanetli lanetiyle lanetliyorum...