- 28-02-2019 18:21
- 158
Ne yazsam acaba, suya sabuna dokunmayacak bir şey.
Suya ve sabuna ihtiyaç olmayan bir şey ya da bir yer de kalmamış ki. Her şey birbirinden kirli. Ne yazsam ki?
Bursa’da camii İmamının, cuma namazında camide verdiği vaazı keserek “hürmet ediyoruz” deyip devlet büyüğümüzü karşılamasını mı?
İstanbul'a gelen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırımın Eyüp Sultan Camii'ni ziyaretinde imamın türbe önünde yaptığı duada Yıldırım için oy istemesini mi?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun: "Ozan Arif’in diğer ozanlardan hiçbir farkı yok.
Aşık Veysel gibi, Pir Sultan Abdal gibi, Erzurumlu Emrah gibi, Neşet Ertaş gibi" diye aşıkların kemiklerini sızlatmasını mı?
Adı CHP ve İYİ Parti ile anılan İdris Naim Şahin’in, Saadet Partisi'nden Ordu adayı olmasını mı?
Ve buna cevaben Karamollaoğlu’nun, "Biz, hemen her seçim bölgesinde özellikle de illerde mutlaka bir yoklama yaptırdık.
Seçilme şansı çok yüksek olarak gördük, kendisini aday olarak gösterdik." demesini mi?
CHP’nin, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in 'Mafya ve savaş dili kullanıyor' sözleriyle eleştirdiği Mehmet Fatih Bucak'ı yani "Bir daha Bucak'ın içinde bir tane başka partiyle araba görürsem kendileri bilir, kendilerine mezar kazmaya başlasınlar" diyen Bucak’ı Siverek'ten aday göstermesini mi?
HDP Hasankeyf Belediye Başkan Adayının "Yeni Hasankeyf’imize yeni başkan sloganıyla yola çıkıyoruz,
20 yıldır Hasankeyf’imizi yöneten kirli ellerden kurtarıp gerçek sahiplerine yani Hasankeyf Halkına teslim edeceğiz.
Yeni Hasankeyf’i biz kuracağız.
Hasankeyf’imiz için yeni bir sayfa açacağız.
Hasankeyfli Hemşerilerimin karşısına yeni projelerle çıkacağız” deyip Hasankeyf’in ruhuna fatiha okumasını mı?
Adana'da vatandaşların ihbarı üzerine zabıta ekipleri tarafından düzenlenen operasyonda yüzde 75'i Türkçe olmayan tabelaların tek tek sökülmesini mi?
İçişleri Bakanı Soylu’nun, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği’nin Ankara Sakarya Caddesi’nde yaptığı eylemde üniversite öğrencisi Merve Demirel’in sivil bir polisin cinsel tacizine uğradığı iddiasıyla ilgili “Yasadışı eylem yapıp direnirseniz, uyarılardan sonra ‘kargatulumba’ gözaltına alınırsınız. Eğer taciz varsa üzerine ilk biz gideriz.
Hayatı kendi gibi düşünmeyenleri tacizle geçenlerin ‘Babası FETÖ’den ihraç, kardeşi DHKP-C’li proje kadın’ üzerinden polisi ezmesine müsaade etmeyiz” demesini mi?
Sayfa sayfa haberlerde taciz görüntüleri yayınlanan mağdur genç kızın, Soylu’nun kendisini suçlayan sözlerinin ardından “Yaşadığımız olayı bıraktım, ailemin başına bir şey gelecek diye endişelenmeye başladım” diyerek, başına bir şey gelmesinden korkmasını mı?
Ya da olmadı Mısır’da idamla yargılanan İhvan mensubu gencin, kelepçelenerek Mısır’a yani Sisi yönetimine iade edilmesini ve akabinde halkın arasına karışan aynı iktidar temsilcisi ve yanlılarının Mısır’daki idamları protesto etmesini mi? Yoksa gencin elleri kelepçeli olarak uçağa bindirilip gönderilmesini fotoğraflayan havaalanı çalışanının, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçundan tutuklanmasını mı?
Yazacak bir şey yok, anlayacağınız herkes ve her şey aynı.
Hikâye hep aynı, yalan, dolan, istismar.
Mazereti belli: Siyaset
Siyasetçi de adı değişmiş ne fark eder. Hepsi birbirinin aksi.