YENİ SİSTEM ESKİ SORUNLAR

Anlaşılan sistem her ne kadar yeni olsa da eski sorunlar devam ediyor.

Bu eski sorunları rehabilite etmek, hayli zaman alacak, durum bunu gösteriyor.

En önemlisi de şüphesiz ki ekonomi.

Ne istediler de seçmen vermedi diye yazmak durumundayım.

Başkan ve bakanları, yani sistemin kadrosu ve üst düzey yönetenleri, seçim öncesi sahada verdikleri vaatleri yerine getirmekte sorumludur.

Klasik numaralara ve gündem değiştirmelere gerek yok.

Ana muhalefete çatıp onlarla gündem oluşturmanın da hiç bir anlamı yok.

Siyasileri, seçim meydanlarında bize verilen ve hafızamıza kaydettiğimiz vaatleri yerine getirmeye davet ediyoruz.

Ekonomi kandır.

Hayati önem taşır.

Olmazsa olmazlardandır.

Refahtır.

İstikrardır.

Huzurdur.

Kalkınmanın ve ilerlemenin ta kendisidir.

Ekonomi.

İlla da ekonomi…

Bunu ekonomistler çok iyi bilirler.

Bu arada elini cebine koyup cüzdanını çıkarıp ne kadar cash parası olduğuna bakan herkes çok iyi bilir, zenginler istisna.

Şakacı muzip bir arkadaşım nefis bir espri yaptı ve dedi ki bana;

Yaz Mehmet hocam sen basın mensubusun ve köşe yazıyorsun, lütfen şu söylediğimi yaz…”

“ne yazmamı istiyorsun? Söyle bakayım beğenirsem yazarım” dedim.

Bana dedi ki Ak parti enkaz devraldı ve ekledi ama kimden devraldı diye sorarsan yine kendinden yani Ak Parti, Ak Parti’den enkaz devraldı” dedi…

Her ne kadar espri olsa da ben bir köşe yazarı ve birey olarak istemeyerek de olsa o muzip arkadaşıma katılıyorum.

Zaten katılmamı teyit eden, ekonominin parametreleri var ortada.

Katılmayanlar olsa da katılmak zorunda kalacaklar.

Yaşam ve hayat pahalılığı bunu ispatlıyor.

Yolu pazarlara yahut marketlere düşenler, mevcut fiyat etiketleri adeta çığlık atarak, haykırıyor gibi duruyorlar.

Çok detaylara girmek istemiyorum.

Herkes her şeyi görüyor.

Bırakın görmeyi bu pahalı hayatı yaşıyorlar zaten.

Onun için ekonominin acilen rehabilite edilmesi, olmazsa olmazlardandır.

Ekonomi konusunda çok erken konuşan ve bu konuda ne kadar donanımlı bilgili ve becerikli olduğunu hiç birimizin yeterince bilmediğimiz bakan Sayın Berat Albayrak, çok pembe tablolar ve güven veren demeçler verse de iş demeç vermede kalmamalı.

İcraat ve rakamlar onu teyit etmeli.

Bakalım bekleyip göreceğiz.

Başarılı olup olmayacağını zaman gösterecek.

Çok mertçe ve asla ön yargılı olmadan şunu rahatlıkla yazmalıyım ki ben bu genç siyasinin başarılı olacağına inanmayanlardanım.

Neden mi?

Açıklayayım.

Eğer Sayın Başkanın dediğiyle yola çıkarsak dış güçlerin bir oyunuysa bu oyunla dış güçlerle bu genç siyasi nasıl baş edecek?

Ne tür metot ve kararlarla?

Çok düşündürücü…

Yok eğer siyasi bir söylemse, günü kurtarmaksa bu demeç, yine ekonomi gibi fazlasıyla yöntem metot ve bilgi gerektiren bu komplike olaya nasıl yaklaşacak?

Ekonomi, asla küçümsenmeyecek ve bireye bırakılmayacak bir alan.

Ülkenin birçok kurumunun zincirleme iş birliği yaparak pozitif sonuçlar elde etmesi dahi zaman alan bir konu, bir bilim dalı.

Mademki bu muhterem, ekonomiyi rahatlatacak bilgi ve becerilere sahipti, o halde yıllarca neden zaman kaybı yaşadık ve Enerji Bakanı olarak kaldı?

Bu soruya mantıklı cevap veremiyorum.

Türk Ekonomisi mi önemliydi? Enerji mi? diye sormak gerekmez mi?

Demem o ki Başkanın işi çok zor.

Çok önemli vaatlerde bulundu.

Ülke olarak enerji, yakıt, döviz, işsizlik oranı, altın, döviz seviyeleri, hiç de istenmeyen yüksek seviyelerde.

Hayat pahalılığını tetikleyen bu parametreleri istenen seviyelere getirmek, ne merkez bankası ve alacağı kararlara bağlı ne de başlı başına Sayın Başkanın yapabileceği bir iş…

Bu bir dünya işlemi…

Ticari kararlarla sanayiye geçip üretmekle, ithalat ihracatla, dış borçları zamanında ve yüksek olmayan faizlerle kaynak bulup ödemekle, direk orantılı bir işlemler zinciridir.

Bu bir lider ve bireyin iyi temennileriyle söylem ve demeçleriyle hal olacak bir işlem değildir.

Kalkınmayla ekonomi denilen bilim dalını çok iyi bilip gerektiğinde radikal kararlar almakla mutlaka üretmekle ve üretim yetmeyip üretileni dövize dönüştürebilme becerisiyle orantılıdır.

Elbette ki kalkınmış bir ülke, hepimizi fazlasıyla mutlu eder.

Zaferler duyarız.

Kazanılmış gibi bir heyecana, bir hisse millet olarak kapılırız.

Hatta gurur duyarız.

Yaşamımız konfor kazanır, hepimize pozitif yansır.

Ama ister istemez şeytan insanın aklına şu soruyu getiriyor;

Bu sistem her ne kadar yeniyse de yönetenler eski ve çözemedikleri sorunların kaynağı kendileri ve başaramayanlar maalesef kendileri ve tayfaları.

O halde ne değişti de şimdi gül bahçeleri vaat ettiler, bakalım göreceğiz.

Başarırlarsa o başarıları da yazacağım ama ümitvar değilim.

Ancak olmak isterdim hem de çok isterdim.

Sayın Başkandan beklenen şudur;

Sahada, seçim meydanlarında verilen vaat ve sözlerin yerine mutlaka getirilmesidir.

O söz ve vaatler, işsizlikten ekonomiden tutun da tüm sorunları kapsayan güzel ve pembe sözlerdi.

Çözümleri vaat edildi, yerine getirilmesini acilen bekliyoruz.

Hayat durdurulamaz, nefes almak dondurulamaz, bekliyoruz bekliyorlar.

Siz ne istediyseniz seçmen yani milli irade fazlasıyla size verdi, hatta hatta MHP’yi de verdi şimdi onların alma zamanı.

Yani seçmen kendilerine verilen sözlerin vaatlerin yerine getirilme zamanıdır zaman hem de hiç zaman kaybetmeden.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ