- 30-12-2015 23:45
- 102
Efendim, yazar kilitlenmesi midir nedir, bir moda girmişim ki sormayın.
Yazıp yazıp siliyorum, yazdıklarımı yarıda bırakıp word sayfası eskitip duruyorum. İyi ki Microsoft word israfı diye bir şey yok diye şükredip duruyorum wallahi.
“Yaz(a)mama” süreci daha uzayıp giderdi de, yeni yıl gelmiş ya, yazı istedi müdür bey.
Bir de fırça attı “artık yazmıyorsun!” diye.
İyisi mi “yeni yılda ne bekliyorum?” konulu bir yazı yazayım hem içimi dökeyim, hem de müdür beye sus payı olsun dedim.
***
Efendim esasında yeni yılı Hicri Takvime göre kutluyoruz ailecek.
13 Ocak gecesi evden buram buram yemek kokuları gelir, pasta ve kurabiyeler tepsi tepsi dizilir.
O sırada kapı çalar zırt pırt…
Çocuklar çizgi filmlerden fırlamış gibi değişik kılıklarda gelip kurabiye toplar, şeker ister… Güzel duygular velhasıl…
Lakin adettendir (Miladi’ye göre) yeni yılda da beklentiler dillendirilir.
Hayaller, haddini aşıp had safhaya ulaşır.
Umutlar, o derin uykudan uyanıp “belki yeni yıl, yenilikler getirir” diye kıpırdamaya başlar.
Şimdi o hesapla ben de yeni yıldan dileklerimi yazayım dedim.
Başlayayım o vakit…
Yeni yıldan ilk beklentim, Milli Piyango büyük ikramiyesi gariban lakaplı muhabirimiz Osman Çapar’a çıksın…
Yediğim limonlar faydasını göstersin ve 5 kilo zayıflayayım…
Saçlarım, benle inatlaşmayı bıraksın ve hadsizce uzasın.
Veeee tabi en önemlisi, uzun zamandır aradığım kırmızı, hafif topuklu rugan ayakkabıyı, yüzde 50 indirim çılgınlığı başlatan bir mağazanın raflarında bulayım…
İnandınız mı gerçekten?
İnanmadığınızı ve yazdıklarımın altında bir bit yeniği aradığınızı biliyorum.
Zira zaman, kırmızı topuklu kundura dilemenin zamanı değil siz de biliyorsunuz.
Zaman, barış dilemenin zamanı.
“Çocuklar ölmesin, kadınlar ölmesin” duasıyla yatıp kalkmanın zamanı.
Ben de içinde bulunduğumuz dönemin şartlarına ayak uyduruyor ve yeni yılı;
Operasyonlar bitsin,
Sokağa çıkma yasakları kaldırılsın,
Annelerin gözyaşları dinsin,
Kürt halkının “barışalım” çağrısına samimice el uzatılsın dilekleriyle karşılıyorum…