- 06-03-2019 18:14
- 26
Mart ayının son gününde mahalli idareler ve belediye seçimleri yapılacak.
Her il, ilçe, belde, mahalle ve köy; başkan, meclis üyesi ve muhtarını seçecek.
Halkın seçeceği bu kişiler; içişlerine bağlı, iktidarın denetiminde olacak.
Bu secimde hükümet için güven oylaması yapılmadığı gibi, iktidar da değişmeyecek. Ülkenin bekası söz konusu olmadığı ancak icraatları test edilecek.
Bunlar bilindiği halde İktidar ve onun ortağının bu seçimlerinde "ülkenin bekasi" demeleri düşündürücüdür.
Anayasada yapılan değişiklikler ile ülke idaresi başkanlık sistemine geçilmiş, tek kişinin idaresine verilmiştir.
Yakin tarihte seçimler yapılmış 2023 yılına kadar ülkeyi idare edecek başkan ve milletvekili seçilmiştir.
Secimi kazanan, iktidar ve ortağının mahallî idareler seçimine "beka sorunu", "Tökezlersek" demesi hayra alamet değildir.
Oysa şu bir gerçek ki yeni sistemde BAŞKAN; hükümeti kurmada, karar almada ve icraatta parlamentoya ihtiyacı yoktur.
Parlamentonun da başkan karşısında 400 milletvekili olmadığı sürece yapacak hiçbir şeyi yoktur.
Mevcut hükümet ve ortağının meclisteki sandalye sayısına bakıldığında Muhalefetin yapacağı İktidarı zor durumda bırakacak fazla da bir gücü yoktur.
Peki, o zaman neden "Beka sorunu" gündeme getiriliyor?
Siyasi manevra, muhalefeti sindirmek, fazladan oy almak... Gibi bahanelerle bu yola başvuruluyorsa ülkemize yazıktır.
Uluslararası alanda beka sorunu olan veya iktidar tarafından dillendirilen bir ülkenin itibarı zedelenir.
O zaman neden seçim meydanlarında sık sık dillendiriliyor?
Sn. Cumhurbaşkanı (Başkan) "Tökezlersek coğrafyamız yanar" sözüne?
Belediye seçimi ile "ülkenin bekasi" ve "iktidarın Tökezlemesi" arasında bağ kurmak. Aklı zorlayan, mantıklı bir cevap vermenin imkânsız olduğu ve aklıselim kişilerin düşünemeyeceği bir hal.
Şu bir gerçek ki bu seçimde ülkenin bekası oylanmıyor. Yine hükümet ve iktidar el değişmeyecektir.
Yalnızca belediye, meclisleri ve muhtarlar seçilecek.
Onlarda içişlerine bağlı yani hükümetin kontrolünde olacaktır. İktidar; gerekli gördüğünde kayyum ataması yapabilecek.
O zaman "Tökezleme", "Ülkemin bekası" neden denilmektedir?
Ülkenin menfaatine olmayan ve uluslararası arenada değer kaybetmemize vesile olan bu ve bunlarla benzer söylemlerin seçim meydanlarında söylemesinin sebebi ne?
Tahminim şu ki; iktidar ve ortağı iki partinin liderleri bunları gündeme getirmelerinin sebebi birbirine güvenmeme ve tabanlarına ise hiç güvenmemeleridir.
İstanbul, Ankara gibi büyük şehir belediyelerinin el değiştirmesi durumunda bu iki parti liderleri ortaklığı bozacakları mesajı vermektedir.
Adeta seçmeni "Bize oy vermezseniz ortaklığı bozarız" şantajını yaptıklarıdır.
Devletin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik sıkıntıları daha büyük bir sıkıntı olan "beka" ile tehdit ederek özellikle kendi seçmenini korkutmak ve böylece iktidarlarını devam ettirme istekleridir.
Seçim mitinglerinde; devletten 92 trilyon yardım alan, yasal ve seçimlere giren bir partiye "terörist..." Suçlaması yapması, geçen seçimde %48 oy alan muhalefete "zillet" demelerinin sebebi kendi seçmenini tehdit ile bir aradan tutmak içindir.
Yoksa Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile devletin verdiği parayı bu partiye vermeyebilir ve onları seçime sokmaya bilir.
Olması gereken tüm sağduyulu seçmenlerin bu tehdide boyun eğmemeleridir.
Özellikle Ak Parti'li ve MHP oy veren seçmenin de bu yanlışa dur demesidir.
Bir cihan imparatorluğunu kuran, dört kıtada nal koşturan ve dünyaya hükümdar olan bir milletin evlatları olarak parti bekasını devlet bekası haline getirenlere arka çıkmamaktır.