YILDIZ HOCAYI AĞLATMAYIN?

Geride bıraktığımız yılda topluma katkı sunma anlamında en iyi gönüllü davranışı ödüllendirecek olsaydım, bu ödülü Yıldız hocaya verirdim.
Pandemiden dolayı yaşamın monotonlaşıp zorlaştığı dönemde öyle anlamlı bir çalışmaya imza attı ki bunu hiçbir kurum ve kuruluş onca imkânlarına rağmen yapamadı.
Herkes pandemi korkusu ile evine hapsolup kendini toplumdan soyutlarken, kendisi çocuklarla birlikte kentin varoş sokaklarına renk, umut ve heyecan nakşetmeye başladı.
Yıldız Hoca, hiçbir sosyal, kültürel, sportif alan ve mekanın olmadığı şehrimizin Kısmet Mahallesi’nde kıt kanaat imkanlarla sokakları resim atölyesine dönüştürmüştü.
Çocuklara uygulamalı resim dersi veriyordu hem de hiçbir karşılık beklemeden.
Yetkililerin pek uğramadığı, araçların geçemediği, çoğu çıkmaz olan sokakları rengârenk resimlerle donattılar.
Kendileri ile tesadüfen tanıştığımda elde avuçta ne kadar boya ve malzeme varsa hepsini tüketmiş ve çaresiz durumdaydı.
Kıt imkânlarla neler başardıklarını Sonsöz Gazetesi’nde haber olarak verdik.
Sonra da onlarla ilgili sosyal medya hesaplarımdan boya, fırça ve diğer resim malzemelerinin temini için duyuru yaptım.
İmkanlarım ölçüsünde resim ve dezenfekte malzemeleri temin ettim.
Yardım çağrılarımıza sadece iki kişi, malzeme desteğinde bulundu.
Birkaç kez ziyaretlerine gittim, moral motivasyon desteğinde bulundum.
Sıkıntıları teker teker birlikte aşma çabası verdik.
Yazın kavurucu sıcağında gün geçtikçe resim etkinliklerine katılım arttı.
Orta yaşlılar da çalışmalara katıldı.
Destek veren kamu kurumlarından biri de Belediye Kültür Müdürlüğü destek oldu.
Bazı sivil toplum örgütleri, ziyaretlerde bulundu.
Haberdar olan sanatseverler, sokak sanatını görmeye gitti.
Batmanlı Uluslararası Sanatçı Ahmet Güneştekin, İstanbul’dan yola çıkarak ziyaretlerine geldi.
Basında anlamlı çalışmalar daha çok yer buldu.

Yıldız Hoca ve ekibi, Sokak Sanatları Derneğini kurarak çıtayı daha da yükseltmeyi hedefledi.
Dernekleşme sürecinden sonra proje ve kamu kurumlarının destekleri ile şimdi öğrencileri için daha çok destek bulmayı hedefliyorlar.
Ama daha çok hayata dokunma gayret ve hedeflerinin önünde prosedür engeller bulunuyor.
Bu engelleri aşmada zorlanıyorlar.
Tabi bu derneğin her ne kadar bir yönetimi varsa da iş ve işlemlerin peşinden en çok koşan isim yine de Yıldız Tüzel Hoca oluyor.
Yıldız Hoca bazen yaptıkları kültürel ve sanatsal çalışmalar esnasında çok sıkıntılı günler yaşıyor olacak ki birkaç kez çaresizlikten ağladığına şahit oldum
En son beni telefonla aradığında ağlamıyordu ama aramadan önce oturup dakikalarca ağladığını söyleyince hüzünlendim çaresizce.
Çünkü toplumun duyarsızlığını, kurumların yeteri kadar bu tür çalışmalara destek olmadıklarını, yıllardır gönüllü çalışmalar yapan biri olarak çok iyi bilirim.
Çoğu kez bu tutum ve tavırlar nedeni ile oluşan hayal kırıklıklarını ben de yaşadım.
Yıldız Hocayı en son ağlatan sebep, Halk Eğitim Merkezi Yetkililerinin tavrı ve tutumu olmuş.
Resim kursu açılacak olan yeri gelip incelemiş ve olumsuz yanıtı verince Yıldız Hoca çok üzülmüş.
Resim kursu açacağı daireyi bir sene gibi uzun bir sürede ne zorluklarla ve kıt imkânlarla düzenlediğini bir kendisi, bir ben bilirim.
Aslında Yıldız Hoca bir bakıma Halk Eğitim Müdürlüğü ve diğer kurumların görevini de yapıyor.
Bu tür örnek çalışmalara kurumların kolaylık sağlayarak destek olması gerekir.
Ufak tefek eksiklikleri yüzünden kurs açılmasını engellemek, doğru bir yaklaşım değildir.
Hiçbir sanatsal ve kültürel etkinliğin olmadığı bir semtte, iyi niyetli özverili ile açılmak istenen resim kursunun bir an önce açılması için her türlü kolaylık sağlanmalıdır.
Yıldız Hoca ve öğrencilerini ağlatıp üzecek değil, sevindirecek yaklaşıma ihtiyaç var.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ