- 13-05-2019 20:08
- 136
Yine Ortadoğu’nun başına bela sarma programı işletilmektedir. Yine tezgâh, kumpas ve yine karıştırma için hazırlıklar yapıldı.
Fitnenin başı İsrail, Dünya üzerinde fitnelerin kaynağı durumundadır. Haylaz çocuğunun her dediğine ram olan ABD, cani ve kan emici olduğunu her fırsatta gösteriyor.
ABD, Abraham Lincoln adlı amfibi savaş gemisini Doğu Akdeniz’e konuşlandırdı. Aynı zamanda Patriot savunma sistemini de kurdu.
Tüm bunları İran’ın bölgedeki ABD varlıklarına saldırı ihtimali üzerine gerçekleştirdi. İstihbaratı da İsrail gizli servisi ABD’de yapılan bir toplantıda vermişti.
İstihbaratların ne derece yalan üzerine kurulduğunu Irak harekâtı gerekçelendirmelerinden biliyoruz. Bildiğiniz üzere Irak harekâtı için “Kimyasal tehdit” yalanını ileri sürmüşlerdi.
Şu bir gerçek ki, İran ABD varlıklarına saldırı yapma cesaretini göstermez. Aynı zamanda kendi aleyhine olan bir eylemi gerçekleştirmek de istemez.
Zaten bahane ileri sürmeye hazır olan ABD, böyle bir saldırı karşısında AB Ülkelerini de yanına alarak topyekün İran’a saldırıyı gerçekleştirir.
Rusya da bu şekilde köşeye sıkıştırılmış olur. Rusya ile İran birlikteliğinin bozulması için her türlü iş ve işlem yapılmaktadır.
Diğer taraftan İsrail, İran’ın elindeki nükleer/kimyasal tehditlerin kendine çevrilmesi ve zarar görme ihtimalinden kaynaklı ABD’nin İran’a saldırı yapmasını istemez.
İsrail, İran’ın sahip olduğu Nükleer/kimyasal tesislerin yok edilmesi ya da en azından tehdit boyutundan çıkması yani minimize edilmesi için çaba gösteriyor.
Dolayısıyla İsrail ABD eliyle İran nükleer tesislerini diskalifiye etmeye çalışıyor. Trump İran’a yönelik olarak; “Aramalarını istiyorum. Arasınlar yeni bir anlaşma için görüşelim, canlarını acıtmak istemiyorum” dedi.
İran da biliyor ki, elindeki Nükleer tesisler kendi için bir güvence konumundadır. Savunması için bir tehdit olarak kullanması gereken bir araçtır.
Sonuç olarak Ortadoğu’da yer alan Ülkeler bir şekilde bataklığa çekildi. Bataklığın kenarında olan Ülkeler ise içine çekilmeye çalışılıyor.
Bu Ülkeler arasında İran olduğu gibi Türkiye de var. O yüzden Türkiye, Rusya ve İran’a yanaşarak birlikte bir Pakt oluşturuldu.
ABD bu birliktelik karşısında Suudi Arabistan’ın başında olduğu Körfez Ülkeleri paktını kurdu. Bu pakt İsrail ve ABD’nin çıkarlarına hizmet eden bir pakt haline dönüştü.