- 24-05-2024 00:00
- 23-05-2024 16:04
- 50
İnsanlar; bedeni, maddi ve manevi olarak farklı durumdadırlar.
Beş parmak bir olmadığı gibi insanlarda fıtratı gereği, tarakın dişleri gibi eşit değildir.
Zengin, fakir, kör, topal, kel ve benzeri farklı olması bir hikmetin gereğidir.
Sosyal devletin gereği; farklı konumdaki vatandaşlar arasında adaleti temin için teşvik ve destekler ile farklılıkları giderme çabası içinde olmasıdır.
İslam dini zenginin daha zengin olması için çaba gösteren, onları kolluyan ve koruyan bir din değildir.
Müslümanlık ise vergilerle herkes ve her kesimden alınan paraları teşvik adı altında zengine peşkeş çeken bir din değildir.
Onun için dir ki yüce Allah herkesi gücüne göre görev ve sorumluluklar vermiştir.
Anne-baba, akraba, yakın ve uzak komşu, fakir ve miskin ve benzeri yardıma muhtaç insanların ihtiyaçlarını karşılanması yönünde zenginlere bazı görev ve sorumluluklar verilmiştir.
Ne yazık ki inanç esasları ile beraber İslam'ın sosyal anlayışı yönü de günümüzde azalmıştır.
Bunun neticesinde Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde zekât ve yardımlaşma terk edildiği için huzur da kalmamıştır.
İslam'ın beş hükmünde biri ZEKAT'IR.
Namazla beraber Kur'an'da en fazla geçen ve verilmesi emredilen ibadettir.
Terkinin ise namazdan sonra en büyük günah olduğudur.
Hatta Hz. Ebubekir (Ra) "namaz ile zekât arasına fark yapan ile Savaşacağını " belirtmiştir.
Zekât ve yardımlaşma lütuf değil Allah'ın bir emridir.
Yüce Allah mealen;
"Mallarını Allah yolunda harcayanların misali, yedi başak bitiren ve her Başak’ta 100 tane bulunan bir tek tohumun hali gibidir. Allah dilediğine kat kat fazlasını da verir. Çünkü Allah lütfu pek geniş olan ve her şeyi hakkıyla bilendir." (Bakara suresi 261 ayet)
Yüce Allah zengin olan kesimin muhtaç olanlara yardımı teşvik amacıyla bire 700 kat ve daha fazlasını kıyamette vereceğini mealen belirtiyor.
Yine Yüce Allah mealen:
"Ey iman edenler! İçinde hiçbir alışverişin, dostluğun ve şefaattin geçerli olmayacağı bir gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerin ta kendileridir." (Bakara 254)
Allah önce teşvikten sonra tehdit ve tehditten sonra da ahirette başlarına neler geleceğini de yine mealen şöyle buyurur:
"O gün bunlar CEHENNEM ateşinde kızdırılıp onların alınları, böğürleri ve sırtları dağlanacak: İşte yalnız kendiniz için toplayıp sakladıklarınız; tadın şimdi biriktirip sakladıklarınız!" (Bakara 35 ayet)
Ölüm olmaz veya ölüme çare bulunur ise Allah yolunda harcamayan ZENGİNLERE diyecek bir şey yok.
Yoksa günü geldiğinde herkes gibi oda ölecek ise; tövbe etmeli, malının zekâtını hakki ile vermelidir.